Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 455 sıra sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle, bugün altmış beş gündür direnen, örnek davranış sergileyen, ülkemize unutulmuş olan emeğin değerini hatırlatan, bugün de bir kaza sonucu hayatını kaybeden TEKEL işçisine Allahtan rahmet diliyorum, ailesine başsağlığı, sabırlar diliyorum. Ayrıca, altmış beş gündür birlikte mücadele verdiği arkadaşlarının yanına en azından cenazesinin yaklaştırılmamasını da, bunu engelleyenleri de şiddetle kınıyorum.
Dün Balıkesirde yaşanan göçük kazası sonucu hayatını kaybeden 17 kişiye de Allahtan rahmet dilerken Enerji Bakanlığı ve yetkililerini de buradan ayıplıyorum ve kınıyorum.
Değerli arkadaşlar, bizim görevimiz, bizim vazifemiz, bizim işimiz sadece ölenlerin arkasından burada mikrofona çıkıp da milletvekilleri olarak başsağlığı dilemek, Allahtan rahmet dilemek değildir, gereğini yapmaktır. Dünyada bitmiş olan bu grizu faciaları, grizu patlamaları ne yazık ki, bizim ülkemizde hâlâ daha bütün şiddetini koruyarak devam etmektedir. Bununla ilgili tedbir almayan, sadece, ölen insanların cenazesinde bulunmakla görevini tamamlamış sayan Sayın Bakanı ve ilgili kadrosunu da buradan kınıyorum ve görevini yapmaya davet ediyorum değerli arkadaşlar.
TOKİyi üç günden beri konuşuyoruz. 1980 yılında kurulan TOKİ, yoksulları konut sahibi yapmak için iyi niyetle kurulmuş bir kurum idi. Maalesef, her konuda olduğu gibi 2003ten sonra AKP döneminde hızla olumsuzluklara kayan bir yapı oluştu. Tek başına bir imparatorluk, tek başına bir diktatörlük…
Biraz önce, şimdi de gülüyor Sayın TOKİ Başkanımız. Çünkü bu kadar yetkiyle donatılmış, bu kadar hak sahibi yapılmış, direkt Başbakana bağlatılmış, hiçbir denetlemesi olmayan, 30 milyar TL harcama yapan, 20 milyar TLsini ödeyen, sonra da soru sorulamayan, cevap alınamayan bir TOKİ Başkanı, tabii ki, bu sorulan sorulara gülerek ve esneyerek cevap verir. Ben buradan da yaptığınız hareketin yanlış olduğunu söylüyorum ve düzgün davranmaya yönelmenizi rica ediyorum.
Haddinizi siz bilmek zorundasınız değerli arkadaşlar. Haddinizi bilmediğinizi her tavırla ortaya koyuyorsunuz değerli arkadaşlar.
Biriniz çıkıyorsunuz Kahramanmaraşta diyorsunuz ki: “AKPyi veya iktidarı tanımayanların kanı bozuktur.” Var mı böyle bir şey? Bu, sadece bir milletvekilinin fevri olarak söylemiş olduğu bir söz değil. Bu, hepinizi söylemiyorum ama büyük bölümünüz için, daha doğrusu sizin o “çıkarttık” dediğiniz millî görüş gömleğinin özü budur özü değerli arkadaşlar; özü budur, özü budur değerli arkadaşlar. Biri çıkıyor diyor ki: “Kanı bozuk.”
Değerli arkadaşlar, biz kime “kanı bozuk” deriz? Biz, Kahramanmaraşta 110 kişiyi katledenlere “kanı bozuk” deriz. Biz, Çorumda 57 kişiyi katledenlere “kanı bozuk” deriz. 37 kişiyi Sivasta Madımak Otelde cayır cayır yakanlara “kansız” deriz. Bunları savunanlara, bunların arkasında duranlara “kansız” deriz değerli arkadaşlar. 1 Mayısta 37 işçiyi, 37 aydın insanı katledenlere, alkış tutanlara “kansız” deriz değerli arkadaşlar. 12 Eylül ihtilalini yapanlara ve onu savunanlara, ona alkış tutanlara “kansız” deriz değerli arkadaşlar. Bunu bilmeniz gerekir. Biz de darbeleri savunanlara “kansız” deriz.
Değerli arkadaşlar, tekrar altını çizerek söylemek istiyorum, özellikle bu konuyla ilgili bir milletvekili olarak benim vicdanım sızladığı için söylüyorum. Balıkesirde grizu patlaması faciasında ölen işçimizin bir tanesinin iki ay önce çocuğu oluyor. Bir tanesi evlenmek için bir ay sonrasına gün almış bir insanımız. İnsanın vicdanı sızlıyor değerli arkadaşlar.
TOKİyi nereye getirdik? Bir örnek vererek söylemek istiyorum. Değerli arkadaşlar, Eskişehir yolu üzerinde 408 konut -zaman çok az kaldığı için özetleyeceğim, burada söyleyeceğim bazı isimler var ve cevap isteyeceğim onlardan- toplam muhammen bedeli 83 trilyon olmasına rağmen acil TOKİ para ihtiyacı var diye 348 tanesi 60 trilyona satılıyor ve para ihtiyacı var denen yer satıldıktan sonra, toplu satıştan sonra idare, stokunda kalan 60 daire için -yani müşteri bulamayız diye- 100den az olmamak üzere toplu olarak satıyor, fakat daha sonra, bu 348i sattıktan sonra elde kalan 60 alt daire için yani giriş katındaki daire için satış açılımı yapıyor, fiyatını da yüzde 10 artırarak yapıyor değerli arkadaşlar. Bu 60 konut için 824 müracaat oluyor ve bunların içerisinden kurayla satılıyor ama o 348 daire ne için toplu olarak satılıyor ve yarı fiyatına satılıyor? Çünkü bunun içerisinde Veysel Eroğlu, Egemen Bağış, Bekir Bozdağ buradan daire alan arkadaşlar, bunların hatırına yapılmış bir işlemdir.