Değerli arkadaşlar, sabah bu manzaranın yaşanmasını tabii ne biz isterdik ne bizi seçen, bizi buraya yollayan insanlar, seçmenlerimiz isterdi. Hem iktidar için söylüyorum hem muhalefet için söylüyorum. Ama üzülerek gördüğüm bir tabloyu da açıklamakta yarar görüyorum. İktidar milletvekili arkadaşlar için söylemiyorum. Bu gördüğümüz arkadaşlar devamlı gördüğümüz arkadaşlar zaten, katılımı sağlayan arkadaşlar ama özellikle Başkanlık Divanı için söylüyorum.
Birincisi; Başkan "Oylayalım, oylayalım bitsin.' Yani oylayalım bitsin ne demek? Burada bir görüş var ve o görüşe saygı duymak gerekir. Çoğunluk elimizde diye oylayalım, bitsinle olmaz.
İkincisi; bu kurumlar için şu söylendi: bu kurumlar devletin kurumlan bunu başından beri söylüyoruz. Bu iktidarın kurumları değil bu denetlediğimiz kurumlar. Yani muhalefet gelip, muhalefet niye denetlesin? Muhalefet denetleyecek tabii ama esas teslim ettiğiniz kurumları iktidar olarak siz denetlemelisiniz. TEDAŞ'a ne teslim ettiniz? Başına kimi getirdiniz ve nasıl iş yaptığını sizin denetlemeniz lazım. Burada 35 kişi seçilmiş. Diğer komisyonlar 25 olmasına rağmen KİT Komisyonuna 35 kişi seçilmiş. 35 kişinin 23'ünü de size vermişler, iktidar Partisine vermişler. Bize 12 kişi vermişler üç tane muhalefet partisi, dört tane muhalefet partisine. Demek ki, çoğunluğu sizin sağlamanız gerekiyor. Sabah gelip burada olmanız gerekiyor. On buçuksa on buçukta burada olmak gerekiyor. Burada bir sürü bürokrat arkadaşım var ve bunların hepsi de devletten maaş alıyor. Bugün işini bırakmış, mesaisini bırakmış burada görev yapıyorlar. Ne hakkınız var bunları saat on bir buçuğa, on ikiye kadar bekletmeye? Zamanında geleceksiniz, biz de zamanında geleceğiz ve hep beraber bu denetlemeleri yapacağız. Laf cambazlığı, laf kargaşası yapmaya gerek yok. Olayı net, açık koymak gerekir. Yani bu kurumlar hepimizin kurumları, devletin kurumları ise AKP'nin kurumları değil, ülkenin kurumudur; Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumudur. Bu kurumlara sahip çıkacağız ve denetlemeyi de hep beraber yapacağız. Onun için zamanında gelmesi gerekiyor. Bu tavrı aşağıda da görüyoruz. Genel Kurulda 139 kişi gerekiyor önemli kanunlarda karar almak için. 139 kişiyi bulamadığınız ve çoğu zaman Meclis kapandı değerli arkadaşlar. Bunların hepsini bilmek ve görmek gerekiyor. Yani şu görülüyor ki, şu mevcut Meclis ciddiyetini kaybetmiştir, çalışma özelliğini kaybetmiştir. Bir an önce bu işleri bırakıp, yenilere teslim etmesi gerekir diye düşünüyorum.
…
TEDAŞ Genel Müdürlüğüne bağlı dağıtım şirketlerinde yerinde yapılan denetim ve incelemelerde galvanizli aydınlatma direklerinin ihale keşiflerine esas ağırlıkları ile üretici firmaların teknik şartnamelerindeki ağırlıklarının ve uygulama alanında montajı gerçekleştirilen ağırlıkların arasında farklılıkların olduğu tespit edilmiştir.
Çıkacak kurum zararına sebebiyet verilen bu durum karşısında yüklenici firmalara ödenen hak edişler incelenmiş midir? Kurum zararı ne kadardır? Bu işe neden seyirci kalınmıştır? Hak ediş raporlarını düzenleyen ve inceleyenler hakkında kurum tarafından ne gibi işlemler yapılmıştır, yapılmadıysa nedenleri nedir? Özel İnceleme Raporu ile maliye müfettişlerince soruşturulma talep edilen inceleme ve soruşturma başlatılmış mıdır ki başlatıldığı söylendi, biraz önce. Sonuçlarını başlatıldığına göre daha sonra alacağız, sorum bu.
….
Şimdi söylenen, taahhüt edilen, tüketicisinin alamadığı enerjide hakkı tazmin edilmiş midir, ayrı olay, TEDAŞ mı, TEİAŞ mı, üretici mi, üretici firma mı, dağıtıcı firma mı bunu paylaşacak. Daha olmayan bir şeyi konuşuyoruz. Ben soruyorum bugüne kadar EPDKya da, Sayın Başkana da hangi türeticinin hakkı tazmin edilmiştir, taahhüt edilen enerji verilmediği halde, hatta verilen kalitesiz enerjiden dolayı sanayicilerin zarar gören makineleri konusunda hangi sanayici talep de bulunmuş da o tazmin ettirilmiştir. Ben olduğunu tahmin etmiyorum şu ana kadar.