AKİF EKİCİ

26. Dönem Gaziantep Milletvekili

OSB KANUNU

Sayın Başkan

Değerli Milletvekilleri


Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
OSB Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile ilgili görüşlerimi arz etmek üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Hepinizi CHP Grubu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli Milletvekilleri,

Daha önce Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK ) yönetim Kurulu görevlerinde bulunan biri olarak OSBlerin yaşamış olduğu soruları yakından biliyorum.   Ve bu sorunların çözümü içinde büyük mücadeleler verenlerin içerisinde benim de bulunduğumu belirmek isterim.

OSBler bugüne kadar kuruluşunda görev alan oda, belediye ve il özel idaresi gibi kamu kurumların arpalıkları gibi görülmüştür. Bu anlayış da OSBlerin bugün istenilen düzeye gelememelerinin en büyük nedeni olmuştur. Bu anlayış devam ettiği sürede OSBlerin gerçek anlamda istenilen düzeye gelmesi mümkün olmayacaktır.

Gerek üretim hacmi gerek çeşitliliği ve gerekse yarattığı istihdam nedeniyle ekonomimizin bel kemiği niteliğinde olan Organize Sanayi Bölgeleri uygulamasına ilk kez 19. Yüzyılın ilk yarısında ABD' de kendiliğinden ortaya çıkan bir uygulamayla rastlanılmıştır.

Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili ilk bilinçli uygulama ise; 1896 yılında İngiltere' nin Manchester kenti yakınlarında kurulan "Trafford Park" uygulamasıyla gerçekleştirilmiştir. Daha sonra da diğer gelişmiş ülkelerce kurulmaya başlanmıştır.  

Ülkemizde ise Cumhuriyetin ilanından sonra ekonomik kalkınmanın ve kazanılan siyasi bağımsızlığın temeli olarak görülen sanayileşme çabalarına büyük hız verilmiştir. 1960 yılında başlayan sanayinin "lokomotif sektör" olduğu saptanmış ve ekonomik dengenin kurulması, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleştirilmesi, gerektiğinin önemi anlaşılmıştır.

Belirlenen hedefler doğrultusunda; ülkede sanayinin geliştirilmesi amacıyla uygulamaya konulan pek çok teşvik tedbirlerinden biri olan OSB uygulamalarına, ilk olarak 1962 yılında Bursa OSB' nin kurulmasıyla başlanmıştır. Bursa OSB, Dünya Bankası'ndan alınan kredi ile kurulmuştur.

Benim de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde bulunduğum Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi ise 1972 yılında kurulmuştur.

OSBler

    • İl Özel İdaresi' nin,
    • OSB' nin içinde bulunacağı İl, İlçe veya Belde Belediyesinin, Büyükşehirlerde ayrıca Büyükşehir Belediyesinin,
    • İl ve İlçelerdeki  mevcudiyet durumuna göre Sanayi Odası veya Ticaret ve Sanayi Odasının,
    • Sanayici Dernek veya Kooperatiflerinin,

biri veya birden fazlasının katılımı ile hazırlanan OSB kuruluş protokolünün o ilin Valiliği' nin olumlu görüşü ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı' na sunulması sonucu kurulmaktadır

Türkiye' de OSB uygulamaları yeterli bir yasal mevzuatı olmadan 1982 yılına kadar devam etmiştir. Söz konusu mevzuat boşluğunun giderilmesi amacıyla 31 Ocak 1982 tarihinde "Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Fonlar Yönetmeliği" yayımlanarak yürürlüğe sokulmuştur.

OSB sayısının ve ülke ekonomisindeki öneminin giderek artması ve OSBlerin tüzel kişilikten yoksun olması pek çok hukuki sorunları da beraberinde getirmiştir.

Bu sorunların çözümü için 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu 12.04.2000 tarihinde TBMM' de kabul edilmiştir.  Söz konusu Kanun gereğince hazırlanması gereken "Organize Sanayi Bölgeleri Yer Seçimi Yönetmeliği" 21.05.2001 tarihinde kabul edilmiştir.

Değerli arkadaşlar;

Dünyada başarılı örneklerini gördüğümüz ve ülkelerin ekonomilerine çok ciddi katkılar sağlayan OSB uygulamaları, maalesef ülkemizde henüz istenilen noktada değildir. Bugün 254 OSBye sahip ülkemizde Gebze, Gaziantep, Eskişehir, İzmir, Adana gibi illerdeki OSBler hariç, geri kalan çok büyük bir dilimin çok da başarılı olduklarını söylemek mümkün değildir. Başarılı diye sayabileceğimiz uygulamaların görüldüğü OSBlerde zaten belli bir sanayicilik birikimi olan, girişimci insanlara sahip şehirlerin OSBleridir. Türkiyede OSBlerin gelişememesinin en önemli nedenlerinden biri OSBleri kimin yöneteceği konusunun açıklığa kavuşturulamamasıdır. Bugün de bu belirsizlik henüz devam etmektedir.

Değerli Arkadaşlarım

Aslında OSBleri kim yönetecek sorusunun cevabı çok açıktır. Ne şehrin valisi, ne sanayi odaları, ne ticaret odaları ne de belediyelerdir. Bu kurumlar yıllardır arpalık olarak gördükleri OSBlerden ellerini çekmelidirler. OSBleri gerçek sahipleri olan OSBlerde faaliyet gösteren sanayicilere bırakmalıdırlar.

Görüyoruz ki bu tasarının da OSBlerin sorunlarını çözemeyeceği bir gerçektir. Çünkü sorunlar doğru tespit edilememiştir. Hükümet OSBlerin sorunlarının ne olduğunu OSBlere sormamış. Yine her zaman olduğu “ ben doğrusunu bilirim”, “ben yaptım oldu mantığıyla” hareket etmektedir.

Değerli Arkadaşlarım;

Yeni kanun tasarısına rağmen hala odaların yönetiminde kalan OSBler var. Onlarda bir an önce gerçek sahiplerine devredilmelidir.

Bu tasarıda; sanki sadece genel kurul konusuna odaklanılmış. Olması gereken; OSB'leri tek durak ofis haline getirecek ve bölgenin özellikle gelirler olmak üzere sıkıntılarını halledebilecek çözümler içersin. OSBlerden gerçek anlamda verim alınabilmesi için OSBlerin gelir kaynakları artırılmalı. OSBler elektrik, doğalgaz, asfaltlama başta olmak üzere her türlü altyapı hizmetini kendisi veriyor. Ancak, buna rağmen belediyelere emlak, elektrik, çevre temizlik vergileri ödüyor.

BOTAŞ her türlü doğalgaz altyapısını OSBlere kurduruyor. Doğalgazın sanayi tesislerine ulaştırılmasına kadar olan her türlü hizmeti OSBlere BOTAŞ bu hizmetinden dolayı çok düşük bir oran vermektedir.

Daha önce Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanı olarak çok yakından hissettiğim bu sorunlar çözülmeden OSBlerden gerçek anlamda verim almak mümkün olmayacaktır. Türkiyenin en gelişmiş OSBlerinden birine sahip olan Gaziantep OSB, bugün geldiği noktaya orada bulunan girişimci insanlar sayesinde gelmiştir. İnanıyorum ki yukarıda sıraladığım sorunlar olmasaydı Gaziantep OSB, bundan çok daha ileri bir noktada olurdu.

Söz Gaziantepten açılmış iken geçen hafta bu kürsüden AKP Grup Başkanvekili Gaziantepte yaşanan bazı olaylarla ilgili bilgiler vermeye çalıştı. Sayın Grup Başkanvekili yanlış bilgilendirilmiş olmalı ki verdiği bilgiler de yanlıştı. Ben, buradan bu bilgileri düzeltme adına birkaç bilgi aktarmak istiyorum.

Türk sanayisinin dünyada hak ettiği yeri alması, taşıdığı büyük potansiyeli kullanması, muhalefeti ve iktidarıyla hepimizin görevidir. Gelişmiş bir sanayi ve üreterek tüketen Türkiye dileklerimle, sizlere ve ekranları başında bizi izleyen değerli vatandaşlarımıza saygılarımı sunarım.