AKİF EKİCİ

26. Dönem Gaziantep Milletvekili

TOKİ (10/901) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMA ÖNERGESİ GÖRÜŞMELERİ


Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2985 sayılı Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Ayrıca, bugün Türk kadınının seçme ve seçilme hakkı kazanmasının 76ncı Yıldönümünü kutluyorum.

Değerli milletvekilleri, 1980lerde ülkemizde konut ihtiyacının karşılanması ve özellikle yoksul kesimdeki insanların konut ihtiyacını karşılamak için kurulmuş olan TOKİ, o günlerde çok ciddi şekilde önemli işler yapacağı düşüncesiyle karşılanmıştı. Fakat özellikle AKP döneminde yapılan değişikliklerle asıl amacından hızla uzaklaşmış ve iktidarın rant kuruluşu hâline gelmiştir. Bu süreçte TOKİye, konut sektörüyle ilgili şirketler kurmak ve şirketlere ortak olma yetkisi verilmiş,  Toplu Konut Fonunun kaldırılması suretiyle konut üretimi için en temel gereksinim olan arsayı üretme imkânına kavuşturulmuştu. Böylece, sahip olduğu güçle istediği yere istediği binayı diker, dilediği işi yapar hâle gelmişti.

5162 sayılı Yasayla TOKİ'ye, her türlü imar planı yapma yetkisi ve belediyelerin üç ay içerisinde onaylamadığı imar planlarını re'sen onaylama yetkisi de verilmişti. Ayrıca, 5018 sayılı Yasanın dışına çıkartılarak denetim mekanizmasından, hesap verme sorumluluğundan da azledilmişti.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığının gecekondu alanlarındaki tüm yetkileri TOKİ'ye devredilmiş, ayrıca hazineye ait arazileri, bakan veya Maliye Bakanının teklifi ve Başbakanın onayıyla bedelsiz olarak devralma imtiyazına kavuşturulmuştur.

Bunlarla da bitmiyor tabii. TOKİ, kredi kullanma koşullarında kolaylıklara sahip, emlak vergisinden muaf, harç muafiyetleri, ilgili belediyelere ruhsat ve iskân harcı ödememe gibi birçok özel yetkilerle donatılmış ve altı bakanlığın yetkilerine sahip hâle gelmişti.

Şimdi, bir kuruluşa bu kadar imtiyaz verirseniz, bir kuruluşu böyle geniş yetkilerle donatılırsa beklenti de ona göre yüksek olur ama TOKİ bu beklentileri karşılıyor mu? Bir kamu kuruluşu olan, dolayısıyla kamu yararı gözetmesi gereken, kamu kaynaklarını rasyonel bir şekilde kullanması gereken TOKİ bunu yapıyor mu? Cevap “Kesinlikle hayır.”

Ayrıca, iktidarın emrinde, kendini padişah zanneden bir Başbakanın kontrolünde, devasa imkânlarla donatılmış bir TOKİ amacının tamamen dışına çıkmış durumdadır.

TOKİ'nin dar gelirlilere ve yoksullara ayırdığı kaynağın toplam içerisindeki payı yüzde 22dir. Asıl amacı, yoksul, dar gelirli, “alt grup” dediğimiz kesime ev yapma imkânı vermesi gerekirken buradaki payı sadece yüzde 22de kalmıştır. Üstelik, bu grupta ev alan insanlar zaman içerisinde evini satacak hâle ve taksitini ödeyemez hâle gelmiştir.

Dar gelirli ve yoksul kesimlerin barınma ihtiyacına öncelik vermesi gereken bir kuruluş olan TOKİ, dar ve orta gelirli aileler yerine zengin kesime konut modeli üreterek ticaret yapma yolunu, rezidanslar yapma yolunu seçmiştir. Dar ve orta gelirli vatandaşlar için yaptığı konutları yaklaşık 1,5 katına kârla satar hâle gelmiştir. Bunun en çarpıcı örneğini benim seçim bölgem olan Gaziantepten verebiliriz ve şu anda da o problem ciddi bir şekilde yaşanmaktadır, devam etmektedir. TOKİ tarafından Gaziantep Şahinbey Gecekondu Dönüşüm Projesi kapsamında Serinevler Perilikayada 1.260 sosyal konut, iki cami, ticaret merkezi yapıldı. TOKİyle Şahinbey Belediyesi 2008 yılında… Vatandaşa şu vaatle satıldı: “Kira ödemek yerine evinizin bedelini ödeyin”, “Kira rakamı kadar, evinizin bedelini ödeyin:” sloganı eşliğinde bir kampanya ile vatandaşlara kura çekilerek bu konutlar satıldı ve 554 adet 2+1 alt gelir grubu konut, brüt 85 metrekare, 78 binle 88 bin TL arasında bir rakamla satıldı. Bu fiyatlar yüksek olmasına rağmen, yoksul vatandaşlarımız bir konut sahibi olmanın mutluluğunu yaşadılar. Yapılan kurada ismi çıktığında insanların o anki sevincini hep beraber görmekte yarar var idi. Bu konutlar Gaziantepte bir müteahhide, arsası belediye tarafından verilerek 26 milyar bedelle yaptırıldı. Ama vatandaşa 78 binle -o günkü bedel 78 milyar, bugünkü bedel 78 bin- 88 bin TL arasında  bir rakamla satıldı ve şu taahhüt edildi, alt grupta geliri olan insanlara: 500 bin lira civarında, şu anki 500 TL civarında bir rakamla taksitler ödeme imkânı verildi. Vatandaş buna çok mutlu oldu.

Şimdi şu örneği vermek istiyorum: 80 bin liraya satılmış olan bir daireye ayda 400 TL taksit ödeyen bir vatandaş on iki ay içerisinde 4.800 TL para ödüyor, almış olduğu aylıktan para kesiliyor ve altındaki madde şöyle: “TEFE, TÜFE veya memur maaş katsayısına endeksli yılda 2 defa her altı ayda bir olmak üzere fark eklenir.” denildi. Bu fark yüzde 4 ile 5 arasına tekabül eden bir oran. 80 bin TLye alınmış bir daire bir yıl içerisinde yüzde 5 olarak hesapladığımızda 4 bin-4.800 lira fark geliyor paranın üzerine yani on iki ay çalışarak, maaşından kesintiler yaparak taksit ödeyen bir vatandaş 4.800 TL para ödemiş oluyor. Anapara 80 bin lira, gelmiş olan faiz 4 bin lira+84 bin lira, 84 bin-4.800… Yani sonuçta yıl sonunda ödediği paradan vatandaş sadece ve sadece 800 lira bir para ödemiş oluyor yani değil kendisi, değil çocukları, torunları bu dairelerin bedellerini ödeyemez hâle gelmiştir. Şu anda çok ciddi bir sıkıntı yaşanıyor.

Geçtiğimiz ağustos ayında, 15 Ağustosta Sayın Başbakan Gaziantepe referandum çalışmaları için geldiğinde burada çok ciddi bir sıkıntı olduğu söyleniyor ve gece yarısı 12den sonra bir saatte bu bölgeye gidiyor. Oradaki vatandaşların çok ciddi tepkisiyle karşılaşıyor Sayın Başbakan. En son şu cümleyi söylüyor vatandaşa: “Verin bunların parasını, gitsinler.” Bu kadar ucuz mu değerli arkadaşlar? O ümitlerle, o hayallerle bu dairenin sahibi olmuş insan, evinin kilidini açarak içeri girme şansını yakalamış bir insan bu kadar ucuz cümlelerle “Verin paralarını, gitsin.” demeyle savuşturulabilir mi?

Ayrıca bu vatandaşlar, şimdi bu konutta oturan insanlar paralarını almak istiyorlar, paralarını da alamıyorlar. Ödemiş oldukları paraları almak istiyorlar, paralarını alamıyorlar.

Ayrıca TOKİ bu kooperatiflere, yapmış olduğu sitelere bir yönetim kurulu atıyor. Bu yönetim kurulu ortak giderden kullanılan elektrik paralarını vatandaşlardan topluyor, onlara da ödemiyor. TOKİ Başkanına yapmış olduğumuz müracaatta geçen ay içerisinde şu cevabı aldık: “O yönetimi görevden aldık.” Bitiyor mu, yetiyor mu değerli arkadaşlar? “O yönetimi görevden aldık…” O yönetimi görevden aldınız ama orada yüzlerce vatandaşın ödemiş olduğu para hebaya gitti ve çok ciddi sıkıntı yaşadı, değerli arkadaşlar.

Şimdi bizim talep ettiğimiz, bu kanun teklifiyle talep ettiğimiz, buranın gerçek bedeli, tespit edilmiş bayındırlık birim fiyatlarına da istinaden 55.802 TL olmaktadır. Yani binanın ana bedeli 55.250, yüzde 1 kâr ilave ederseniz, artı yüzde 1 KDV ilave ederseniz 55.802 TL olmaktadır. Bu vatandaşlara 55.802 TLden bu gayrimenkullerin teslim edilmesi ve bu sıkıntılı, problemli durumun ortadan kaldırılması gerekiyor.

Ben biraz önce –o kadar ciddi sıkıntı yaşanıyor ki- Gaziantepte bu mağdurlara telefon açtım, dedim ki, birazdan Meclis gündemine bu konuyu gündeme getireceğiz, siz de dinleyin dedim. Çok acı bir cevap aldım: “Elektriklerimiz kesik, elektriklerimiz kesildi borcumuzdan dolayı, elektrik yok ki sizi izleyelim.” dediler. Yani vatandaşları bu umutlarla ortaya çıkarıp ev sahibi yapma hayalleriyle, sonradan bu hâle düşürmeye kimin hakkı var değerli arkadaşlar? Bu kadar ilgisiz, bu kadar alakasız bu konuya yaklaşmanın son derece yanlış ve tehlikeli olduğu düşüncesi içerisindeyim.

Haksız rekabet ortamı TOKİ zenginleri yaratmıştır. Şu anda ülkede vurgun zihniyeti, soygun zihniyeti içerisinde olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Onlarca konuda olduğu gibi, ülkenin tüm nimetleri, imkânları satılıp peşkeş çekildiği gibi, TOKİde de çok ciddi vurgunlar yaşanmaktadır. Bugün 23 katrilyona ulaşmış bir ödeme yapılmış; bu tamamen yandaş, özellikle MÜSİAD, ASKON, TUSKON üyeleri olan müteahhitlere yaptırılmış işlerle beraber peşkeş çekilmiş bir ortam yaşanıyor değerli arkadaşlar.


Bu kanun teklifine vicdanı olan, vicdanı sızlayan, vicdanı rahatsız olan her kişinin evet demesi düşüncesindeyim.

Ama maalesef, şu anda Sayın Grup Başkan Vekilinin çıkıştığı hareketiyle, yapmış olduğu hareketiyle, dinlemediği bile düşüncesindeyim. Konuyu bile dinlemeyip sadece duyduğu bir isme göstermiş olduğu bir tepki görülmektedir.

Sadece telaffuz edilen bir cümleye gösterilen tepki.

Ben on dakikadır önemli olaylar anlatıyorum. Orada 1.260 ailenin çok ciddi sıkıntı yaşadığını, evinin elektriğinin kesildiğini anlatıyorum, siz bana ne söylüyorsunuz. Bir kurumun ismini söyledim, bir kuruma sahip çıkmak için envaitürlü çaba ve gayret sarf ediyorsun.

Değerli Grup Başkan Vekili arkadaş, sen, Gaziantepte yaşanan o 1.260 ailenin dertlerini nasıl çözerim, ona nasıl bir çare bulurum, nasıl beraber değerlendirelim, nasıl çözüme gidelim demen gerekirken sen sadece…

Değerli arkadaşlar, bu konuyla ilgili daha söyleyecek çok şey var, zaman dar. Ben geçtiğimiz aylar içerisinde de bu konuyu getirmiştim. Sizlerin TOKİye nasıl baktığınızı, yanınızda oturan Sayın Grup Başkan Vekili Suat Kılıçın da hangi şartlar altında Eskişehir yolu üzerinde daire aldığını burada dile getirmiştim, cevabını alamamıştım. Suat Bey salonu terk edip, çıkmıştı.

İsterseniz çıksın şimdi cevap versin. Onun cevabı da bunun içerisindedir. En içten saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.